Boğa Burcu

Güneş Boğa'da
“Mobilya satın alırsınız. Kendinize dersiniz ki, bu hayatım boyunca ihtiyaç duyacağım son kanepe. Kanepeyi alırsınız ve sonraki birkaç yıl boyunca, hangi işiniz ters giderse gitsin, en azından kanepe sorununuzu çözmüş olduğunuzu bilirsiniz. Sonra o güzel yuvanızda kısılıp kalırsınız. Bir zamanlar sahip olduğunuz şeyler artık sizin sahibiniz olur…" (Fight Club)
POZİTİF YANI: Boğa’nın bu dünyada aradığı şey, kişisel yaşamının güvenliği, sürdürülebilirliği, huzur ve yaşamdan zevk almaktır. Bu nedenle Boğa insanı sakin ve temkinlidir. Hesap kitap bilir, ayakları yere basar. Yaşamını güvenli kılmak için ihtiyacı olan kaynakları oluşturur ve korur. Maddi yaşantısını iyi idare eder. Maddi zorluklar, parasızlık ve geleceğe yönelik maddi kaygılar, herkesten daha çok Boğa insanının huzurunu kaçırır. Hayalperest değildir, gerçek ve somut şeylerle ilgilenir. Geleneksel değerlere, ailesine ve işine bağlı, sabırlı, direngen ve güvenilir bir insandır. Boğa'nın en önemli anahtar kelimesi "bağlanmak"tır. Bağlanmak onun için yaşamı güvenli ve stabil hâle getirmek, kendini farklı arayışların içereceği risklerden uzak tutmak ve böylece huzur bulmak anlamına gelir. Fazla hareketten ve değişikliklerden hoşlanmaz, çünkü değişim yanında bilinmeyeni getirir. Gelenekseldir ve yeniliklere kapalı, alışkanlıklarına bağlıdır. Yaşama kök salarak, yani sabit bir iş, değişmeyen bir günlük düzen, az ancak güvenilir ilişkilerle örülmüş sade bir yaşantıda huzur bulmak ister.
Sadelik Boğa insanının yaşamının temel prensibidir. Boğa karmaşadan hoşlanmaz. İlişkilerinde de güvenlik, devamlılık ve huzur arar. Sadakate çok önem verir ve uzun vadeli ilişkileri sever. İnsan ilişkilerindeki tutarlı, kararlı ve sade tavırlarından dolayı güvenilir bir arkadaş ve sadık bir partnerdir. Arkadaşlıkları uzun yıllar sürer. Dostlarını dinler, onları kalpten destekler ve ellerinden geldiğince yardımcı olmaya çalışır. Ancak özünde azla yetinmek, maddi olanaklarını sağlıklı yönetmek ve yaşamının sürdürülebilirliğini sağlamak konusunda ustadır. Daha çoğuna sahip olmak için risk üstlenmek yerine azla yetinmeyi, kaynaklarını dikkatli kullanmayı, sahip olduklarını savunmayı tercih eder. Aynı zamanda, sahip olduklarının tadını çıkarmayı bilir. Elinin tuttuğu, gözünün gördüğü, kulağının duyduğu her şey onun için değerlidir. İşitsel, görsel ve tensel algısı yüksektir. Müzikten, sinemadan, okumaktan, sanattan zevk alır. Ağzının tadını bilir. Müziği sever. Müzik kulağı oldukça gelişkindir. Tensel zevklerden ve seksten hoşlanır. Tensel duyularının gelişkinliği ona çekicilik ve cazibe katar. Huzurun doğada ve sanatta olduğunu içsel olarak bilir. Doğada karmaşadan uzak ve sade bir yaşantı içinde, gelişkin duyularını sanatla tatmin ederek, güvenilir dostluklarla yaşamlarını sürdürür.
NEGATİF YANI: Boğa insanı ne zaman ki gerçek huzurun sadelikten ve sanattan geldiği anlayışından uzaklaşıp huzuru maddi güvencede ve hazda aramaya başlar, işte o zaman gölgesiyle karşılaşır. Güvenlik arayışını abartır ve materyalizmin batağına düşer. İnatçılığı, değişime gönüllü olmaması ve gelenekselliği onun en büyük handikapıdır. Hem toprak elementinden hem de sabit niteliğinden gelen bu kişilik özelliği, bakış açısının daralmasına, yaşam vizyonuna karşı körleşmesine ve varoluş amacı olan yaşamın sürdürülebilirliğini sağlamayı yalnızca maddi değerlere ve kişisel hazlara indirgemesine sebep olur. Yaratıcı ve esnek düşünemez, karşısına çıkan sorunlara pratik ve hızlı çözümler getiremez. Statü, para, mal, mülk gibi değerler yaşamının sürdürülebilirliği için bir araç olmaktan çıkıp amaca dönüştüğünde, Boğa iç huzurunu bir daha yakalayamamak üzere kaybeder. Artık, meselesi sanatla doğrudan ilgilenmek ve sanatsal bir üslup edinmek değildir. O güzel ve değerli şeylerin sahibi olmak ister. Sonuç olarak sanatçı Boğa hayal gücünden yoksun, mal mülk düşkünü, alışveriş hastası, huzursuz, maddi olanaklarını yönetemeyen, açgözlü ve kıskanç, her şeye karşı amaçsızca ve akılsızca direnen bir insana dönüşür. Arkadaşlarının gözünde güvenilirliğini yitirir. Sahip oldukça daha çoğunu ister ve gözü de doymaz, karnı da. Yokluk nasıl onun için bir huzursuzluk kaynağı ise, tüketim batağına saplanmak da bir o kadar huzurunu kaçırır. Daha fazlasına sahip olmak için çok çalışmak ve didinmek gibi bir yolu da seçmez. Her şeyin doğuştan kendi hakkı olduğunu, bütün zevklerin onun için yaratıldığını düşünür. Duyularının gelişmişliğinin bir sonucu olan bu durum çoğu zaman onu konformistliğe, yaşama haz ve keyif penceresinden bakmaya götürür. Haz ve konfora bağımlı hâle gelir. Zaten ağır kanlı olan yapısı iyice ağırlaşır ve tembelleşir.
KENDİNİ GERÇEKLEŞTİRME YOLU: Boğa insanı, maddi ihtiyaçlarını karşılamak ve yaşamın huzur içinde sürdürülebilirliğini sağlamak olan temel varoluşsal hedefini gerçekleştirirken huzuru arama ve bulma yönünde doğru tercihlerde bulunmalıdır. Huzurun mal, mülk ve hazda değil, içsel güvencede ve duyusal gelişmişliğinin getireceği estetik uyum ve dengede, sadelik, tok gözlülük ve sanatta olduğunu kavrayabilmesi için ihtiyacı olan şeyin yüzleşmek olduğunu bilmelidir. Özellikle maddi korkuları, tüketim alışkanlıkları, statü tutkusu, duyusal zevklerle ve konfora düşkünlüğünü sorgulamalı, kendine yönelik sağlıklı bir eleştiri mekanizması geliştirmelidir. Değişime ve dönüşüme gönüllü olmalı ve huzuru, maddi değerlerde değil, yaşama ve kendine güvende bulmayı öğrenmelidir. Materyalist bakış açısının ve bu bakış açısından gelen tüketim anlayışının sonu yoktur. İnsanoğlu yedikçe daha çok yemek, sahip oldukça daha çok sahip olmak ister. Bu duruma dur demek için ihtiyacımız olan tek şey yüzleşmek ve bilinçli farkındalık geliştirmektir. Boğa insanı bu durumuna çomak sokmak ve kendini kandırmaktan vazgeçmek zorundadır. Kendisi hakkında düşünmeyi, yaşam vizyonunu geliştirmeyi ve farkındalığını artırmayı, duyusal yeteneklerini sanatla ifade etmeyi, kendini sanat ve doğa aracılığı ile tatmin etmeyi öğrenmelidir. Ancak bu yolla huzuru bulacağını ve çevresine de bu huzuru yayarak mutluluğunu sürdürülebilir hâle getirebileceğini bilmelidir.
Ay Boğa'da
Duyguları ile teması güçlü değildir. Hissettiklerini de genel olarak dışa vurmaz. Hissetmek yerine duyumsar. Her şeyi görür, duyar. Böyle olunca da hayata ve olaylara tedbirli ve gerçekçi tepkiler verir. Sevdikleri ile tensel ilişki kurmak ister. Bir sorunla karşılaştığında ayakları yere basan kararlar almak ister, duygularını işin içine karıştırmaz. Bir konuda söz vermeden önce düşünür ve ağır hareket eder, ancak bir kez söz verdi mi geri dönmez. İçgüdüsel olarak kendisini yatıştıracak ve konforunu sağlayacak şeylere yönelir. Fevri değildir, tam tersine soğukkanlıdır. Ancak karmaşık veya spontan gelişen durumlar, sonucu belli olmayan ilişkiler ve süprizler onu huzursuz eder. Bu nedenle, krizlere sakin, kalıcı ve sağlam çözümler üretebilir. Davranışları doğaldır. Kendinden hoşnuttur. Ay Boğa'ya düştüğünde kişinin maddi güvenlik ve duygusal güvenlik ihtiyacı birbirine karışır. Bankada parası, kendisine ait evleri, değerli ve seçkin dostları, iyi bir eşi ve işi olduğunda kendilerini huzurlu hisseder. Kendi konforuna düşkün olduğu gibi çevresindeki insanları da rahat ettirir. Alışkanlıklarına ve günlük rutinlerine bağlıdır ve aşinalık duygusu onun için önemlidir. Bildik ve tanıdık yerler ve insanlar ona güven verir. Kırıldığında veya yaralandığında sert tepkiler vermese bile asla unutmaz.
Ancak Ay’ın bulunduğu burca sorduğu en özlü sorunun, yani “İçimizdeki çocuğu nasıl besleyip büyütüp olgunlaştırıyoruz?” sorusunun cevabı Ay Boğa'da yoktur. Çünkü bu çocukla bağı kesiktir. Böyle olunca duygusal ihtiyaçlara değil de yaşamsal ihtiyaçlara ve konfora yönelir. Yaşam ihtiyaçlarına yönelik pratik ve realist tercihlerde bulunma potansiyeli yüksektir. Sonuç olarak da dünyevi işlerde duygusal kararlar almaz ve istediği başarıyı kolay elde eder. İşte tam olarak bu nedenle Ay, Boğa'da yücelir ve kişinin Güneş burcunun amacını gerçekleştirmesinin önünde engel olmaz. Kavgadan, yüzleşmekten ve değişikliklerden kaçar. Tanıdık, bildik ve denenmiş şeylere doğru çekilir. Eğer duygusal istek ve ihtiyaçlarından çok uzaklaşırsa duygusal güvenliğini ve duygusal huzurunu maddi başarıya bağlar ve mal mülk sahibi olduğunda kendini değerli ve iyi hisseder. Çünkü kendi değerini sahip oldukları ile orantılar.
Duygusu ile bağları zayıf, ancak duyularına yönelik hassasiyetleri çok güçlüdür. Koku, görme, tatma ve tensel algısı yüksektir, form duygusu gelişmiştir. Kendisini görsel sanatlar, müzik, yemek ve tensel zevklere kolay bırakır, bunlardan duygusal olarak tatmin olur. Beş duyu ile algılanabilecek her şeye doğuştan duyarlıdırlar. Duyularına yönelik bu hassasiyeti, başkalarını onun empatik olduğu yanılgısına götürür. Oysaki haritalarında güçlü bir su vurgusu yoksa, diğer insanlara empati geliştirmesi zordur. Çevresindekilere gösterdiği ilgi, algılarının güçlü olmasından, duygusal olarak sabırlı, dayanıklı ve tutarlı olmasından kaynaklanır. Ayrılmaktan, bağlandığı her şeyi bırakmaktan ve değişmekten korkar. Oysaki, sağlamcılıktan ve geleneksel tutumlardan bir miktar uzaklaşmalı ve değişime istekli olmalıdır. Kendilerine iyi gelecek duygusal ilişkilere girmekten kaçınmamalı ve risk üstlenmekten korkmamalıdır. Sahip olduğu şeylere tutunmak yerine bir şeylere sahip olmadan da keyif alınabileceğini öğrenmelidir.
Yükselen Boğa
Güvenilir, sakin, huzurlu, sabırlı, ayakları yere basan, dünyevi değerlere düşkün, sanattan anlayan, form duygusu gelişkin, estetik algısı yüksek bir kişisel stili vardır. Kolay sinirlenmez
ve alınmaz. Yüksek olan tahammül sınırları aşıldığında kırk yılda bir bile olsa sinirlendiğinde kimse onu tutamaz. Kızgın boğa gibi öfkelenir. İnsanlar ona kolay yaklaşır. Güvenilirdir. Dostlukları süreklidir. Yaşamdan zevk almayı bilir, dünya nimetlerinin peşinden koşar. Zevklidir, güzele, güzelliğe ve sanata düşkündür. İyi giyinir, değerli şeylere sahip almak ister. Fiziksel görüntüsüne aşırı düşkünlüğü nedeniyle yaşamın anlamını kaçırabilir. İstekli ve sebatkâr yapısını aydınlanma ve farkındalık için kullanırsa varoluşun gerçek anlamının farkına vararak kişisel arzularını evrensel sevgiye dönüştürebilir.
Kolay ikna olmaz, inatla bildiği yoldan ve söylediği sözden sapmamak için direnir. Haritasındaki hava elementi vurgusu ve Merkür’ün yeri bu anlamda önemlidir. Merkür zihinsel esnekliğimizin ve objektif bakış açımızın skalasını belirler. Haritasında hava elementi
düşük ve Merkür güçsüz ise inatçılığı aşırı boyuta varabilir ve ikna olmamak için her yolu deneyebilir; akıl, mantık, diplomasi veya diğer ikna yöntemleri hiçbir işe yaramaz.
Para onun için iyi yaşamanın bir aracıdır. Maddi başarıyı ve statüyü sever. Ailesine ve arkadaşlarına bağlıdır. Alışkanlıklarını kolay kolay değiştirmez. Venüs'ün bulunduğu yer ve pozisyonu bir yandan özdeğer duygusunu, diğer yandan da maddeye ve statüye bakışını belirler. Eğer Venüs’ün bulunduğu yer ve aldığı açılar zorlayıcı ise düşük özdeğer duygusu ile saygı ihtiyacını nasıl karşılayacağını bilemez. Bu durumda kendisini sahip oldukları ile ortaya koymak ister. Maddi güvence arayışını abartır, her şeyi biriktirmeye başlar, mataryalist, cimri ve aç gözlü bir insan olur.
Kendini geliştirecek deneyimlere yönelmekten ve sorunlarla yüzleşmekten kaçmaya kolaylıkla yönelebilir. Her şeye sımsıkı sarılıp değişime ayak direyebilir. Bazen sırf direnmek için bu davranışlarını sürdürebilir. Bu davranışları, gelişimi ve aradığı huzuru yakalayabilmesi için önünde önemli bir engeldir. Çoğu zaman bu durumu fark etmeyebilir de. Oysaki yüzleşme
yükselen Boğa'nın aradığı huzura kavuşmasının en önemli anahtarıdır.
Yükselen Boğa kişisinin alçalan burcu Akrep'tir. Dolayısıyla bilinçli tercihlerle alçalan burcu olan Akrep'in araçlarını geliştirmek zorundadır. Akrep yüzleşme, sosyal tabulardan ve aldanışlardan arınma demektir. Göreceklerinin getireceği huzursuzluktan korkmadan, gözünü dış dünyadan iç dünyasına çevirip, sosyal değerlerin alt doğamızı ne hâle getirdiğini ve özdeğerimizin çoğu kez ruhumuzdan ayrılıp materyalizme ve statüye nasıl indirgediğini fark etmelidir.