İkizler Burcu

Güneş İkizler'de
“Evrendeki en büyük gösteri sen aklını keşfettiğin an başlar." (Sigmund Freud)
POZİTİF YANI: Zeki, meraklı ve konuşkandırlar. Her şeyi rasyonalize etmek, mantık sınırlarına sokmak isterler. Bu katı bir düşünme biçimine sahip oldukları anlamına gelmez, tam tersine zihinsel elastikiyetleri çok yüksektir ve akıllarını sınırlamazlar. Son derece nesnel bir bakış açıları, önyargısız bir öğrenme ve düşünme biçimleri vardır. Öğrenmeye yönelik tutkulu merakları onları sürekli öğrenci yapar ve durmadan bilgi peşinde koşarlar. Şüphe İkizler'in hem en büyük potansiyeli hem de handikaptır. Kendi bilgileri dâhil her şeye şüpheyle yaklaşırlar. Eski ve geçersiz olanı bulmaya ve yerine yenisini koymaya gönüllüdürler.
Bu değişken yapıları onları günlük hayatta tutarsız ve kararsız gösterir. Bu nedenle pek de güvenilmezdirler. Çabuk karar değiştirir, çabuk sıkılırlar. Neşelidirler ancak neşeleri sürekli değildir. Çünkü zihinleri huzursuzdur, sürekli yeni düşünceler ve yorumlarla dolup taşar, dur durak bilmeden çalışır. Özellikle Merkür’ün bulunduğu yere bağlı olarak sürekli endişe üretirler; bu nedenle de ruh hâlleri çabuk değişir. Neşe ile ortalıkta dolaşırken birdenbire akıllarına gelen başka bir şeyin peşine takılıp ortalıktan yok olurlar. Merakları dedikoduculukla son bulabilir. İnsanları yargılamayan, duygu sömürüsünü hiç bilmeyen, olguları nesnel akılları ile açıklamaktan hiç korkmayan, neşeli ve hareketli hâlleri ile bir yandan sevilirler ama kimseyle uzun süreli dert ortaklığı yapamadıkları için ve değişken hâlleri yüzünden pek de güvenilmezler. Empatileri yüksek değildir çünkü insanları akılları ile anlarlar. Duyguları bir olgu gibi gördüklerinden dolayı başkalarının duygularını içselleştirip onlarla duygudaşlık yapamazlar, ancak akıldaşlık yaparlar. Yine de başkalarına bulaştırdıkları merak duygusu, yargısız ve nesnel bakış açıları ve neşeli, mizah içeren, insanı baymayan bilgi aktarma biçimlerinden dolayı sevilen insanlardır. İletişim becerileri yüksektir; insanları kolay ikna ederler. Flörtöz kişilikleri vardır. Derin ve geleneksel ilişkilere girmekte zorlanırlar.
NEGATİF YANI: En önemli sorunları zihinlerini yatıştıramamak, uykularını düzene sokamamak ve yaşamlarına varoluşsal bir anlam atfedememektir. Sürekli aklın içinde yaşamak ve her şeyi rasyonalize etmek onları bir yandan iyimserlikten uzaklaştırır, diğer yandan da zihinleri ile kurdukları güçlü bağları onları kalpten gelen bir inanca karşı yabancılaştırır. Zihinsel kaosa yatkındırlar ve zihinsel kaosun yanında bir de duygusal koasa saplanmamaları için Ay’ın bulunduğu yer önemlidir. Farkındalığın yüksek olduğu durumlarda Plüton’un bulunduğu yer de çok önemlidir. Zihinleri bir türlü durmaz, her şeyle ilgilenirler, dikkatleri dağınıktır, öğrenme için gerekli olan odaklanma sorunları başladığında veya sıkıldıklarında öğrenmekten uzaklaşır ve bu kez huzursuz zihinleri iyice karmaşıklaşır. Yeni bilgilere ulaşamazsa uydururlar, senaryolar yazarlar ve zihinlerini meşgul etmeye çalışırlar. Yalancılıkları da buradan gelir. Yine de zihinsel huzursuzluktan kurtulamazlar; sinir hastalıklarına yatkındırlar. Sonuçta zihinleri iyice dağılır. Daldan dala koşar, sürekli değişiklik ister, derinlikten yoksun, yüzeysel ve amaçsız insanlara dönüşürler. Uykuları bozulur. Kendine yönelik farkındalıkları körelir. İkizler burcu insanları merak denizinde boğulmaya başladıkları andan itibaren gölgeleri ile karşılaşırlar. Vizyonlarını kaybederler ve merakları gerekli gereksiz her şeyi öğrenip konuşmaya dönüşür. İkizler'in dedikoduculuğu buradan gelir.
KENDİNİ GERÇEKLEŞTİRME YOLU: Farkındalık nesnel bir bakış açısı geliştirmekle başlar, çünkü farkındalık beynimizin içerisindeki bir şeyi bir diğerinden ayırt edebilme yeteneğimizdir. Duyguların seline kapıldığımız andan itibaren farkındalığımızı yitiririz. Söz konusu olan şefkat ve merhamet duygumuz olsa da hiç fark etmez. En çok da duygularımızla baş etmek, onları doğru yöne kanalize etmek, onlara karşı nesnel bir bakış açısı oluşturmak ve egomuzu sağlam temeller üzerinde geliştirmek için farkındalığa ihtiyacımız vardır. İkizler burcunun kendini gerçekleştirme yolu nesnel bakış açısını yitirmeden derinleşmek, dağılmadan odaklanmayı öğrenmek, merak duygusunu terbiye etmek ve hayatında deneyime yer açarak rasyonel aklın sınırlarını aşmaktır. Bütün bunları nesnel farkındalığından uzaklaşmadan, duyguların ve inançların dogmatik yapısına kapılmadan yapmalıdır. Sürekli rasyonel aklın içinde yaşamak varoluşun aklın sınırlarının ötesinde, derin bir anlamının olduğunu bize hissettirecek sezgilerimizin üstünün kapatılmasına neden olur. İkizler, varoluşun idrakinin aklın ötesinde olduğunu anlamalıdır, ancak böylece zihnin yarattığı huzursuzluktan kurtulup sinirlerini yatıştırabilir. Bu süreçte her olasılığı gören ve aklın sınırlarını keskin tutmayan tavırları en büyük yardımcılarıdır. Bu düşünce biçimiyle yaşama inanç ve güven geliştirmek için kendilerine bir kapı aralayabilirler. İkizler, öğrenmenin tek yolunun rasyonel akıl olmadığını, varoluşun anlamını kavramanın rasyonel aklın dışında bir kavrayışı da gerektirdiğini anlamalı ve farklı yaşam deneyimlerine açık olmalıdır.
Ay İkizler'de
Duygularına düşünce yoluyla ulaşıp duygularını rasyonalize etmeye çalışırlar. Kendi duygusal isteklerine ve dış olaylara akılla ve düşünce yoluyla tepki verirler. Hızlı fark edilmese de zekidirler ve hafızaları oldukça güçlüdür. Flört etmeyi ve gevezelik yapmayı severler. Olaylar karşısında duygularını değil düşüncelerini ifade ederler. Güneş ve yükselen burçlarının gerçek ifadesini yakalamışlarsa nispeten huzurlu olabilirler. Ancak haritanın gölge özelliklerine eğilimli olmaları durumunda bu ifade şekillerini akılla meşrulaştırmaya çalışıp kendilerini ikna etmeyi başarsalar da huzursuzluktan kaçamazlar. Zeki, espirili, meraklı, geveze ve her şeyi hafife alan görüntülerinin altında duygusal ihtiyaçlarından uzak insanlar yatar. Yine de merakları, nesnel bakış açıları ve şüphecilikleri kendi gerçeklerinden fazla uzak kalmalarını engeller. Kendileri üzerinde düşünmek yoluyla ve akılla duygularına ulaşmaya çalışırlar. Duygularını rasyonalize etme çabaları, onların karanlık yönleriyle ve alt doğaları ile yüzleşmelerine engel olur. Eleştirel akılları duygularını didikler, sorgular ve yargılar. En büyük hataları da duyguların düzeltilebileceğine inanmalarıdır. Duygularına mantıklı ve gerçekçi kılıf bulmaya çalışırlar. Böyle olunca da içlerindeki çocukla temas edemez ve onu besleyip büyütüp olgunlaştıramazlar. Şüpheci akıllarını da bu duruma eklediğimizde, ortaya sürekli bir içsel huzursuzluk ve bir türlü bir yere ait olamama duygusu çıkar.
Çocukluktan itibaren içlerindeki zeki, meraklı ve konuşkan çocuğun olgunlaştırılıp büyütülmesi ve duygusal istek ve ihtiyaçlarına yönelik farkındalık kazanmaları için çevreleri tarafından desteklenmelidirler. Bu çocukların mutlaka anlayışa ve koşulsuz sevgiye ihtiyaçları vardır. Değişken meraklarını bastırmak, onları maymun iştahlılıkla suçlamak hiçbir işe yaramayacağı gibi içlerindeki çocukla temaslarının hızla kesilmesine neden olur. Yetişkin olduklarında bu teması kurmak daha da imkansız hâle gelir. Sürekli değişen duyguları ve endişeleri yüzünden zihinleri bir türlü susmak bilmez ve zihinsel huzuru yakalamakta zorluk çekerler.
Özünde neşeli, çabuk kavrayan, iyi huylu, zeki ve entelektüel bir alt doğaları vardır. Uyum sağlamakta hiç zorluk çekmezler. Uyanık ve sağduyulu insanlardır. Zengin düş güçlerine rağmen hayalperest değildirler.
Duygusal olarak olgunlaşmamışlarsa gerçekleri işlerine geldiği gibi algılarlar. Hafızaları ve güçlü öğrenme yetenekleri ile gerçekleri rahatlıkla saptırabilir ve insanları etkileyebilirler. Bu durumda iletişimleri yüzeyselleşir; hatta kırıcı, sivri dilli, iftiracı ve yalancı dahi olabilirler. Kendi yaşamlarından çok başkalarının yaşamlarını merak edebilir ve onlara sürekli akıl vermeye kalkabilirler. Üstelik her insanla anlayabileceği dilden konuşabilmek gibi bir yetenekleri de vardır. Başkalarının düşüncelerini hızla kavrayıp iletişimi kendi istedikleri alana kolayca çekebilirler.
En büyük sorunları duygular ile zihin arasına koydukları mesafedir. Bu nedenle hiçbir zaman içten olamazlar. Geliştirip olgunlaştırması gereken alan da tam olarak burasıdır. Duygularımız yok sayılamaz ve bastırılamaz; alt doğamız geçmiş yaşamlardan gelen travmaları ve kendimizi ifade edememenin bastırılmış öfkelerini içerir. Bunlar yok saymakla yok olmayacakları gibi sağlıklı bir yoldan ifade bulamazlarsa hızlı bir şekilde Ay burcumuzun gölgesi ile ortaya çıkarlar. Duyguların akıl aracılığı ile rasyonalize edilemeyeceğini mutlaka anlamalı, duygularını ifade edebilmenin yaratıcı yollarını akılla bulabileceklerini görmelidirler. Aksi takdirde huzursuz, huysuz ve Güneş burcundan aldıkları potansiyelleri bir türlü kullanamayan başarız insanlar hâline gelirler. Çünkü Ay İkizler'deki değişken ve ne istediğini bir türlü bilmeyen ruh hâlleri, yollarını seçmelerini ve yaşam yolunda sabırla ve kararlılıkla ilerlemelerini engeller.
Ay’ın İkizler'deki bu yerleşimi, kişinin başarısını devam ettirmesi ve yaşam görevlerini üstlenmesi açısından negatif bir yerleşimdir. Bu nedenle çocukluk yılları ve ebeveynlerin tutumları çok önemlidir.
Yükselen İkizler
Yükselen burcu İkizler olanların öğrenmeye açık, meraklı, neşeli, şakacı, hareketli, çabuk yön değiştiren ve çabucak sıkılan bir kişisel stilleri vardır. Zekâları, entelektüel birikimleri ve bilgileri ile etkili olmak ve saygı görmek isterler. İnsanlarla ilişkiden çok etkili iletişim
kurmaya yönelirler. Kendi canları sıkılmasın diye bulundukları ortamı hareketlendirip
neşeye ve espriye boğabilirler. Bulundukları ortamlarda uyaran azaldığında ya da meraklarını tatmin edecek yeni bir konu olmadığı zaman sıkılırlar. Biraz önce neşeyle gündemin
içinde olan yükselen İkizler kişisi önce gündemi değiştirmeye çalışır; bunu başaramadığında ise daralır ve kaçıp gitmenin yollarını arar. Bu nedenle tutarsız ve istikrarsız gibi görülür.
Ayrıca yükseleni İkizler olan kişilerin zihinleri huzursuzdur; dur durak bilmeden sürekli düşünce üretirler. Zihinsel uyaranlara son derece açıktırlar; zihinsel duyarlılıkları yüksektir. Bu durum hızla endişeye kapılmalarına ve huzursuzlanmalarına neden olur. Neşeleri bir anda can
sıkıntısına dönüşebilir. Başkaları için sıradan olan durumlar onların endişe kaynağı olmaya adaydır. Merkür’ün bulunduğu yer endişeye sebep olan şüphe duygularını nasıl yapılandırdıklarını, zihinlerini sakinleştirip sakinleştiremediklerini ve değişen zihin durumlarını kontrol edebilme seviyelerini gösterirken, aynı zamanda akılları ve bilgileri aracılığı ile
bekledikleri saygıya ulaşmalarının anahtarlarını da verir.
İlgilerinin çok hızlı değişmesi, sinir sistemlerinin zayıflığı, hareket alanlarının daralacağı korkusu doğal olarak yükselen İkizler kişisini telaşlı, heyecanlı, tutarsız ve güvenilmez bir kişisel stile doğru sürükleyebilir. Bu bakımdan Satürn'lerinin bulunduğu burç, ev ve aldığı açılar çok önemlidir. Satürn aracılığı ile kendilerini disipline edip yavaşlatabilirler.
Bilgilerinin ve akıllarını küçümsenmesinden hoşlanmazlar. Duygularını gizleme eğilimleri güçlüdür. Sevgi ihtiyacını ifade ederken zorlanırlar. Bir yandan sevilmek isterlerken diğer yandan duyguları ayak bağı olarak görmeye eğilimlidirler. Doğum haritalarındaki su evlerinin yapısı ve Ay, duygularıyla nasıl ilişki kurduklarını ve alt doğalarını nasıl besleyip
büyüttüklerini anlatır. Eğer Ay aracılığı ile kendi içlerindeki çocuğa ve çevrelerine empati geliştirebiliyorlarsa ve Venüs’ün pozisyonu özdeğerlerini destekliyorsa işleri biraz kolaylaşır ve duygularını ifade etmekten rahatsız olmazlar. Aksi takdirde kişiliklerinin olumsuz özellikleri
ortaya çıkar. Dedikodu, fesatlık, yalancılık, insanları baştan çıkarma ve flört gibi davranış biçimlerini geliştirirler.
İki işi bir arada yapabilir ve henüz cümlelerini tamamlamadan zihinlerinde yeni bir gündem oluşturabilirler. Konuşkandırlar ancak dinlemeye sabırları yoktur. Hele ki muhatapları söyleyeceğini dolaylı yollardan, süslü ve ağır bir dille anlatıyorsa kalpleri sıkışır. Ya onların sözünü keserler ya da gündemi değiştirirler.
İkizler yükselirken doğan kişiler varoluşlarının bir anlamı olduğuna inanırlarsa zihinlerini sakinleştirip zekâlarını ortaya serebilirler. Çünkü yükseleni İkizler olanların alçalan burçları Yay'dır. Yay burcu bizim varoluşumuza bir anlam ve inanç katma çabamızı anlatır. Yükselen İkizler kişisi sadece kendi düşüncelerine ve kendi yaşamına odaklanıp kalırsa büyüyüp gelişemez. İnsanın yalnızca zihinden ibaret olmadığını ve diğer yarısının ruhu
olduğunu anladığında kendini tam ve bütün hissedebilir.