Yengeç Burcu

Güneş Yengeç'te
“Ben bu dünyaya kin değil, sevgi paylaşmaya geldim." (Sophokles)
POZİTİF YANI: Yengeç burcu insanlarının aradığı, kendilerini duygusal olarak güvende hissedecekleri sevgi ve ilgi temelli ilişkiler ile kendilerini ait hissedecekleri ortamlardır. Sevgi ilişkilerini yaşamlarının merkezine oturtan yengeç insanlarının doğasında bu tür ilişkilerin ihtiyacı olan empati, duyarlılık, duygusal zekâ doğuştan vardır. Romantizmi severler. Son derece kırılgan ve naif bir yapıları vardır. Duyguları bütün nüanslarıyla ayırt eder ve çevrelerindeki insanların duygularını kalpten hissederler. Onların duygusal ihtiyaçlarına karşı duyarlı ve bu ihtiyaçları karşılama konusunda gönüllü ve özverilidirler. Çok arkadaş canlısıdırlar. Etraflarındaki insanlarla ilgilenerek, severek ve anlayışla karşılayarak kendilerine bağlarlar. İlişkide oldukları insanların derdini, sıkıntısını ve kederini emer, kendi içlerine alırlar. Sadece kendi sahip olduklarını değil, çevrelerindekilerin sahip olduklarını da korur, kollarlar. Empatik akılları onları aynı zamanda iyi bir duygudaş yapar; onun tarafından korunduğunu ve sevildiğini bilen insanlar çevrelerinde kendiliğinden toplanır. Etrafındakilerin yaşamını kolaylaştırırlar. Onları sahiplenir, kanatları altına alıp korurlar. İyi ebeveynler ve samimi dostlardır.
Duyguların dilinden çok iyi anlarlar ve duygusal yoğunlukları yüksektir. Ancak özde istedikleri sevmekten çok sevilmek, çevrelerinde zengin duygularını paylaşacakları bir insan ordusu oluşturup kendilerini güvende hissetmek ve korunduklarından emin olmaktır. Bu nedenle çevrelerinde insandan bir kalkan oluştururlar. Onlara göre en temel ihtiyaç korunmaktır. Ancak sevgi, ilgi, duyarlılık ve şefkat temelli ilişkiler içinde korunduklarına inanırlar. Evlerine, ailelerine, arkadaşlarına, köklerine ve geçmişlerine bağlıdırlar. Ait olmak en önemli anahtarlarıdır. Sevdikleri ile birlikte sosyal yaşamın zorluklarından uzak durmak ve evden çıkmamak isterler. Rekabet, adaletsizlik, materyalizm, statü ve güç gibi temalardan beslenen sosyal yaşam onlar için zor, güvensiz ve kurudur. Çünkü yüksek empatileri nedeniyle dış dünyanın kaosunu kolaylıkla algılarlar.
Yıkıldıklarında ya da zorlandıklarında imdatlarına sığınacakları limanları yetişir ve geri çekilirler. Ancak bu geçici bir durumdur. Kendilerini bir süre bu ortamlara kapatıp kabuklarını güçlendirirler, ta ki yeniden ayağa kalkacak gücü oluşturana kadar. Depresyona girseler de bu uzun sürmez. Kendilerini motive edecek duyguyu tekrar yakalamayı başarır ve kabuklarından çıkıp tekrar yaşama katılırlar. Yengeçler içe kapanık değildirler, yalnızca güçlenmek için geri çekilmeyi bilirler. Çünkü onca duyguyla baş etmek hiç kolay değildir. Ne kadar ait hissettikleri alanların dışına çıkmak istemeseler de, sonuçta gerçek güvenlik maddi ve sosyal yaşamın içerisinde var olabilmeyi becermekte yatar. Bu konudaki en büyük destekleri öncü nitelikleridir. Dışa dönük, hedef odaklı, risk üstlenmeyi bilen, yaşama bağlı, hırslı ve vazgeçmeyen karakter özellikleri, onları korkarak da olsa dışarı atar.
Yengeç insanları için kabuk bağlamak çok önemlidir. Ne kadar erken yaşta duyguları ile baş etmeyi öğrenirlerse, yaşam onlar için bir o kadar kolaylaşır. Sanki doğuştan bunu bilirler ve kendi derinliklerindeki duygular arenasında çalışır ve ustalaşırlar. Bu nedenle kendilerini büyütmek ve olgunlaştırmak için çaba sarf etmekten de asla vazgeçmezler. Vazgeçmedikleri bir diğer şey sevgidir. Kendi sevgileri ile kendi sevilme isteklerini çevrelerindeki insanlara dayatmanın bir yolunu mutlaka bulurlar. Düz bir yolda ilerlemezler ve kendilerini dayatmanın ve hedeflerine ulaşmanın dolaylı yollarını ustaca kullanırlar.
NEGATİF YANI: Yengeç insanı yoğun duygularının, zengin iç dünyalarının, sonu gelmeyen sevme ve sevilme arzularının, yüksek empatilerinin ve duygularını paylaşacağı kalabalık bir çevrede yaşama arzularının ortaya çıkardığı kaosla baş edemez, duygularını yapılandırmayı öğrenemezlerse eğer, güvensizlik ve şüphe geliştirmeye başlarlar. Duyguları ile aşırı temas ve öncü karekterleri doğal olarak sübjektivite ile sonlanır. Bu da kendilerine ve yaşama nesnel olmayan bir bakışı açısını getirir. Hayata duyguları esas alarak bakarlar. Böylece dışarıdaki dünyanın duygusal ve kırılgan insanlar için ne kadar baş edilmesi güç olduğunu, ne kadar kavgacı ve yıpratıcı olduğunu gördüklerinde derhâl eve kapanırlar. Duygusal yoğunlukları ve aşırı güvende olma istekleri kadar terk edilme korkusu da endişe katsayılarını iyice arttırır.
Endişe, Yengeç insanlarının baş düşmanıdır ve onları yaşama katılma konusunda korkaklaştırır. Güvenliklerini sağlamak ve şüpheden kurtulabilmek için çevrelerini kontrol altında tutmaya, gerekli gereksiz her şeyle ilgilenmeye, insanları kendileriyle istedikleri şekilde ilişki kurmaya zorlarlar. Onları kendilerine mahkum etmek için bunu kendilerine bile itiraf etmeden sevgi ve ilgi görüntüsü ile duygu sömürüsü yapmaya başlarlar. Başkalarının ihtiyaçlarının kendilerinden farklı olabileceğini anlayamaz ve herkesin duygusal güvenlik için sevgi ve şefkat peşinde koştuğunu düşünürler. Bu nedenle kendi anlayışlarını dayatma ve çevrelerini kontrol altında tutma çabasından hiç vazgeçmezler. Sonuçta çekingen, vesveseli, çatışmadan ve somut gerçeklikten kaçan, kendi hayal dünyasında yaşayan, bağımsızlık duygusundan yoksun, pasif ve ürkek insanlara dönüşürler. İsteklerine ulaşmak için duygu sömürüsü yapmaya, kıskançlığa ve duygusal zorbalığa yatkın hâle gelebilirler. Sevdiklerine yönelik sahiplenicilikleri sınır tanımaz. Onlara yapışır kalır, sürekli verici bir pozisyona girerek onları kendine mahkum hâle getirmeye çalışabilirler. Böyle olunca da insanları bıktırır ve kendilerine olan özsaygılarını yitirirler. İlkesiz, sorumsuz ve pasif insanlara dönüşürler. Yanlış hedefler koyup başarısızlığa uğradıklarında suçu kendilerinde değil dışarıda görürler. İnsanların kaba, sevgisiz ve bencil olduklarına karar verirler. Gerçekten depresyona girer, duygularını yatıştıramaz ve onlarla bir türlü baş edemezler.
KENDİNİ GERÇEKLEŞTİRME YOLU: Yengeç için temel varoluş amacı kendini koruma güdüsüymüş gibi görünse de bu yalnızca bir sonuçtur. Eğer bu kadar zengin duyguları, kalbinden taşan sevgisi, yüksek empatisinin getirdiği başkalarının ruhuna sızabilme yeteneği ve sezgisel aklı ile ne yapacağını bilirse kendini koruma takıntısından kurtulabilir. Bunun için öncelikle duyguları ile yüzleşmeli, onları tanımalı ve yapılandırmalıdır. İnsanın kendi duyguları ile yüzleşmesi, onlar üzerinde çalışması bilgeliğe açılan ilk kapıdır. Kendi gibi insanlara yaşamda ne kadar ihtiyaç duyulduğunu, tüketimin baş tacı edildiği toplumumuzda sevgi ve ilgi temelli ilişkileri kurabilme yeteneğinin ne kadar değerli olduğunu ve tüm insanların özünde sevgiye aç olduklarını anladığında özsaygısını geliştirebilir.
Ancak kendi sübjektivitesi ve korkuları ile mutlaka yüzleşmeli, her insanın kendisi ile aynı ihtiyaçlara sahip olmadığını anlamalı ve kendini insanlara dayatmaktan vazgeçmelidir. Önce kendini sevmeli ve insanlara karşılık beklemeden zengin duygularını sunmalıdır. Bu duyguları alan alır; ne alan ona karşı borçludur ne de almayan düşmandır. Bunu içselleştirdiğinde gerçekten duygusal olarak ne kadar güvende olduğunu görecek, zaman zaman dinlenmek için kabuğuna çekilse de her geçen gün yaşamın tüm unsurlarını koşulsuz sevmeyi öğrenecektir. Koşulsuz sevgi Yengeç’in kendini gerçekleştirmesinin temel anahtarıdır. İşte o zaman çocuksu bir neşe ile karışık anaç hâllerini kaybetmeden bilgeliğe doğru ilerleyebilir.
Yengeç insanının tanımladığı bu sevme ve sevilme ihtiyacı özünde çocukluk döneminde karşılanması gereken bir ihtiyaçtır. Sağlıklı bir yetişkin duygusal güvenlik ihtiyacını çocukluk döneminde karşılamış ve yaşamın getirdiği sınırlılıklar ve sorumluluklarla baş etmeye hazır bir duygusal olgunluğa ulaşmış kişidir. İşte Yengeç'in aşması gereken handikap budur. Ay’ın bulunduğu yer bu bakımdan çok önemlidir ve Yengeç insanın bu yoğun duygular ile temasının nasıl olduğunu anlatır. Ay eğer duygusal olgunluğa ulaşmasını destekleyecek bir pozisyonda ise işler biraz daha kolaylaşabilir. Venüs’ün bulunduğu pozisyondan alacağı özdeğer duygusunun niteliği ile Merkür’ün bulunduğu yerden alacağı nesnel düşünme yeteneği kişiyi pozitif olarak destekliyor ise duygularının kalibrasyonu kolaylaşabilir. Kendini gerçekleştirme yolunda öğrenmesi gereken en temel şey korkmadan yaşama açılmak, duygusal güvenlik arayışı için oluşturduğu bariyerleri yıkmak, kabuğundan dışarı çıkmak ve yaşamın bütünün kendini destekleyeceğine güvenmektir.
Ay Yengeç'te
Ay’ı Yengeç'te olanların duygularla teması çok güçlüdür. Bu da onları son derece sübjektif yapabilir. Her şeye duygular zemininden bakmaya, yaşantıların duygusal etkilerini hafızalarına kazımaya yatkındırlar. Müthiş bir duygusal hafızaları ve duygusal zekâları vardır. Hiçbir etkiyi asla unutmazlar ve tekrar tekrar aynı hisleri yaşayabilirler. Kalpleri kırıldığında, özellikle de sevgi ve ilgi beklentileri hayal kırıklıkları ile sonlandığında duygularını yatıştırmakta çok zorlanırlar. Onlar tam bir sevgi bağımlısıdır. Duygusal olarak kendilerini iyi ve güvende hissetmek için etraflarında güçlü sevgi alışverişi yapacak insanlara ihtiyaçları vardır. Bu durum onların alt doğalarının temelini oluşturur. Ay Yengeç kişisi Güneş Yengeç kişisinden daha şefkatli, daha sevgi dolu, ama bir o kadar da kırılgan ve hassastır. Bu yoğun duyguların getirdiği endişe ve ürkeklikle sürekli boğuşur. Onlara sevgi verirseniz, sevgi ile yanıt alırsınız; onlara karşı öfkeyle davranırsanız karşılığında öfke alırsınız. Kendilerine yönelik hiçbir duygusal reaksiyonu kaçırmazlar. Antenleri sürekli açık bir şekilde çevreden gelen duygusal mesajları toplamaya programlıdır. Duygularının derinliğinde kaybolmaya başladıklarında, güven duygularını da kaybetmeye başlarlar ve dışarıya yönelik dikkatleri dağılır. Özensiz bir insan izlenimi verirler.
Duygusal hassasiyetlerinin oluşturduğu zeminden beslenen empatileri güçlüdür. Kendi duygusal etkilenimlerine yönelik farkındalıkları yüksek olduğu gibi, başkalarının ruh hâllerini anlama konusunda da tam bir ustadırlar. Çevrelerindekilerin duygularını tıpkı bir sünger gibi içlerine çeker ve onlara duygudaşlık yaparlar. Yakınlarını içtenlikle sever, onları desteklemek için ellerinden geleni yaparlar. Çok candan, sıcak ve merhametli insanlardır. Sevdiklerini yedirmeyi, içirmeyi, bakıp besleyip büyütmeyi, şefkat ile sarıp sarmalamayı pek severler. Tabii ki karşılığında da aynısını isterler. İstedikleri karşılığı doğrudan bulamadıkları durumlarda da vazgeçmez ve sevgi ihtiyaçlarını mutlaka çevrelerine dayatırlar. Olmadı duygu sömürüsü yaparlar. Köklerine, yuvalarına, arkadaşlarına ve ailelerine içten bağlıdırlar. Yuvaları onların kabukları gibidir. Ne zaman yaşamda bir güçlükle karşılaşsalar kendilerini geri çeker ve kabuklarının içine girerler. Aileye ve özellikle anneye olan bağlılıkları kolayca takıntılı bir hâle dönüşebilir.
Yeni tanıştıkları kişilere karşı ve ilk girdikleri ortamlarda biraz çekingen davranırlar. Ortamın genel havasını kokladıkça ve kendilerini duygusal olarak iyi hissettikçe açılırlar. Neşeleri yerine gelir. Hem gülmeyi hem de ağlamayı bilirler.
Endişe, kuruntu ve duygusal güvenlik korkusu Yengeç'in baş düşmanıdır. Korkmadan hayata katılmayı, yaşamın tüm rekabetçi yapısına ve acımasızlığına rağmen duygusal bütünlüğünü korumayı, naif ve kırılgan dünyasını güçlendirmeyi öğrenmelidir. Duyguları ile yüzleşmek ve sübjektivitesini aşmak zorundadır. Aksi takdirde korkmadan yaşama katılmak ve sosyal yaşantının gerekliliklerini yerine getirmekte zorlanabilir. Ay Yengeç çocukları çok dikkatli büyütülmeli, sevgi ve korunma ihtiyaçları karşılanırken ev dışındaki yaşantılara katılma konusunda motive edilmeli, anne ile göbek bağının kesilmesi geciktirilmemelidir.
Yükselen Yengeç
Yükselen burcu Yengeç olanlar, sevecen, koruyucu, kabullenici, feminen, yardımsever, duyarlı, kırılgan, alıngan, depresif ve arkadaş canlısı insanlardır. Duygu temelli ilişikler kurarlar. Böyle olunca da kendilerini duygusal olarak güvende hissetmek için son derece tedbirli davranırlar.
Dolaylı yolları ustalıkla kullanırlar. Amaçları manipülasyon değildir. Sadece kalpten güvenme
ihtiyaçlarını karşılamak ve hayal kırıklığına uğramamak adına isteklerini doğrudan dile getiremezler.
Ay aracılığı ile kendilerini ifade etmeye çalışmaları yaşantılarına ciddi zorluklar getirir. Ay’ın değişen hâlleri ile duyguları arasındaki bağlantı onları birbirinden farklı ruh hâllerine götürür. Zaten çevrelerindeki insanların duygularını hızla hissedebilmek gibi bir özellikleri vardır. Başkalarının duyguları içinde kendilerini rahatlıkla kaybedebilirler. Çevrelerindekinin mutluluklarını ve acılarını kalplerinde hissederler. Böyle olunca da, mutluyken aniden
hüzünlenebilirler. Hele ki Ay’ları haritada bir su burcuna ve evine düştüyse yalnızca kendi acıları ile değil, başkalarının acılarıyla da kıvranırlar. Yani yükselen Yengeçlerin Ay burçları ile ifade ettikleri duygusal ihtiyaçlarını tanıma, giderme ve gösterme şekilleri diğer burçlara göre daha baskındır.
Bu nedenle Ay burcu ikinci kez vurgulanarak haritanın en önemli anahtarı hâline gelebilir. Ay ile Güneş arasındaki ilişkiyi ifade eden Ay fazları çok önemlidir. Bilinçli ve bilinçsiz davranışlarını ayırt edip edemediklerini ve yaşam krizlerini nasıl algılayıp çözdüklerini anlatır.
Duygusal bütünlükleri, yeterli özgüven duygusuna sahip olmalarına ve özdeğer kümelerini oluşturmalarına bağlıdır. Aslan burcu ile birlikte en kaotik yükselen olan Yengeç'in Venüs
aracılığı ile oluşturacağı özdeğer duygusu kendini yeterli hissetmesini, Mars aracılığı ile oluşturacağı özgüven ise sevgiyi dışavurmasını sağlayacaktır. Aksi takdirde Yükselen Yengeçler içten gelmeyen bir şefkat duygusu ve sahte bir yardımseverlik görüntüsü altında duygularını kendilerine dar gelen bir kaba sıkıştırmaya çalışan, kendi ihtiyaçlarını dolaylı yollarla dayatan kişiler olabilirler. Bu durum onların kırgınlıklarını öfkeye, kızgınlıklarını ise hırsa çevirir. Bununla birlikte öfkelerini ve hırslarını da yalnızca çok güvendikleri ortamlarda ortaya serebilirler.
Yükselen burcu Yengeç olanların duygusal olgunlukları ve beklentisiz sevme kapasiteleri çok önemlidir. İnsanları sevmek ve korumak için kalpten gelen isteklerini doğru bir vizyonla birleşmiyorlarsa, kendilerini değersiz, kullanılmış ve bağımlı hissederler. Duyguları yaralanır ve kalpleri hızla kırılır. Bu durum da doğal olarak kıskançlık, depresyon, kendine acıma ve suçluluk duygusu ile sonuçlanır. Buna bağlı olarak yükselen Yengeçler duygusal kaosa düşerler ve algıları bulanıklaşır. Hayata küsüp kabuklarına çekilebilirler.
Yükselen Yengeç duygusal kaosunu ancak alçalan burcu olan Oğlak'ın özelliklerini geliştirerek çözebilir. Kendi sorumluluğunu üstlenmeyi, özdisiplinle kendini kontrol etmeyi ve duygulara gerçekçi bir gözle bakmayı öğrenmek zorundadır. Duygusal olarak olgunlaşmış Yengeç yükselenine sahip kişilerin koruyucu ışığına sığınırız; anlaşıldığımızı ve sevildiğimizi
hissederiz. Onlar iyi ebeveynler, iyi arkadaşlar ve iyi yoldaşlar olarak kalplerimizi ısıtırlar.